Türkiye ve Kurdistan cezaevlerinde ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ talebiyle 27 Kasım’da başlatılan açlık grevi eylemine toplamda 104 cezaevi katıldı. ÖHD’den Yazıcı kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaparken, tutsak yakını Durri, ‘Oğlumun tek bir ayağı kaldı o ayağını da geri atmayacak’ dedi
Cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar 27 Kasım’dan itibaren ‘Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyası kapsamında açlık grevine başladıklarını duyurmuştu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazıcı, İç Anadolu Bölgesi’nde 21, toplamda ise 104 cezaevinde açlık grevi eylemi olduğu bilgisini paylaştı.
Yazmacı, tutsakların açlık grevinin yanı sıra yetkili ulusal ve uluslararası kurumlara da dilekçe ve yazılar gönderdiğini aktardı.
Yazmacı, tutsakların taleplerinin net olduğunu belirterek, “Tutuklular, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin topluma yayıldığını ve bu nedenle Sayın Öcalan’ın özgürlüğünün aynı zamanda Kürt sorunun çözümü olduğunu söylüyor. Onun için bu eylem, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit ve Kürt sorunun çözümüne yöneliktir” dedi.
Yazmacı, “Herkes bu konuda elini taşın altına koymak zorundadır. Salgın sürecinden itibaren tutuklulara yönelik korkunç tecrit devreye girdi. Tutuklulara iletişimsizlik dayatılıyor, insani temaslardan yoksun bırakılıyorlar. Tecrit uygulanıyor. Tutuklular bu kadar dar imkanlara rağmen yine topluma ses oluyorlar. Bu çağrıya ses vermek zorundayız” diye konuştu.
Kürt halkının üzerinde tecrit var
Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a konuşan tutsak yakını Durri Kaygusuz ise kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.
Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan sağ eli ve sağ bacağı olmayan yüzde 90 engelli hasta tutsak Şaban Kaygusuz’un annesi Durri Kaygusuz oğullarının mücadelesini bırakmayacaklarını da vurguladı.
Tutsakların, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünü talep ettiklerini ifade eden anne Durri Kaygusuz, “Uzun yıllardır Kürt halkı ve cezaevinde tutulan tutuklular üzerinde bir tecrit var. Cezaevlerinde sadece tutuklular değil aileleri de tecrit ediliyor” dedi.
En son 6 Kasım 2023 tarihinde oğlunun görüşüne gittiğini dile getiren anne Kaygusuz, “Sayın Öcalan üzerinde tecrit sürdüğü sürece kendilerinin de tecrit altında olacaklarını söylediler. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit ile cezaevlerinde topyekun uygulanan tecridin birbiri ile bağlantılı olduğunu söylediler” diye konuştu.
Kaygusuz, “Çocuklarımız cezaevinde olmayı hak etmiyor. Benim oğlumun bugün evde olması gerek. Oğluma benim bakmam gerek. Oğlumun eli ve bacağı yok. Cezaevinde yaşayamaz. Ben oğluma el, ayak olurum. Oğlumun bu şartlarda kaldığı yetmiyormuş gibi sürekli fiziki saldırılara maruz kalıyor” ifadelerini kullandı.
Oğlu Şaban Kaygusuz’un iki yıl önce Amed’den Kayseri’ye sürgün edildiğini belirten anne Kaygusuz, ilerlemiş yaşı ve hstalıklarına rağmen oğlunu görmeye gittiğini belirterek, “Çocuklarıma söz verdim bir gün dahi onların mücadelesini bırakmayacağım” diye konuştu.
‘Tek ayağı kaldı o ayağını da geri atmayacak’
“Oğlumun yaşadıkları bir destan” diyen anne Kaygusuz, “Bir kişi hem eli hem bacağı olmayacak, hem de kötü şartlarda cezaevinde kalacak. Buna rağmen örgütlülüğünden de taviz vermiyor. Bunun dünya halkları için örnek olması gerek. Bütün her şeye rağmen dayatılan pişmanlığı kabul etmedi ve etmeyecek. Oğlumun tek bir ayağı kaldı ama ne yaparlarsa yapsınlar, o ayağını da geri atmayacak. Yaşadığım sürece onun mücadelesine bağlı kalacağım. Ne olursa olsun çocuklarımızı yalnız bırakmayacağız. Oğlum yüzde 90 engelli raporu var ama İstanbul ve Kayseri adli tıp kurumları ‘cezaevinde kalabilir’ diyor. Bu hangi vicdana sığar. Adalet nerede?” diye sordu.
Açlık grevleri
Kaygusuz son olarak şu çağrıyı yaptı:
“Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kalkarsa çocuklarımız üzerinde ki tecritte kalkar. Tecrit kırılmaz ise güzel günler gelmeyecek. 3 hafta önce oğlumun görüşüne gittiğimde ‘Artık görüşe gelmeyin, kış ayı geldi hastasın’ dedi. Ben de bütün zorluklara rağmen geleceğimi söyledim. O zaman ‘Açlık grevi başlayacak artık bir birimizi göremeyebiliriz’ dedi. Hiç bir cezaevinden tabut çıkmasını istemiyoruz. Biz kötü değil, güzel haberler bekliyoruz. Biz barışı bekliyoruz.”
HABER MERKEZİ