Türkiye’deki seçimleri analiz eden Avrupa Demokrasi Vakfı Danışmanı Dr. Demir Murat Seyrek, AB’nin şimdilik Türkiye’ye kapıyı kapatmadığını söylüyor
Türkiye’deki seçimleri Almanya’nın Sesi’ne değerlendiren Avrupa Demokrasi Vakfı Kıdemli Danışmanı Dr. Demir Murat Seyrek’e göre AB, seçimlerle ilgili olarak AGİT raporunu referans aldı. Oy verme ve oy sayım işlemi ile ilgili önemli bir eleştiri getirmezken, özellikle seçim sürecinin eşit şartlarda olmamasını çok önemli ve kabul edilemez bir sorun olarak gördüğünü belirtiyor. Seyrek’e göre Brüksel’de en çok ilgiyi ilk defa meclise giren İYİ Parti, seçim barajını aşmayı başaran HDP ve bu seçimlerle yıldızı parlayan Muharrem İnce görüyor.
‘Sağ grup negatif ‘
Dr. Demir Murat Seyrek, Avrupa Parlamentosu’nda, bulunan üç büyük grubun seçimlere yaklaşımını da analiz ediyor. Seyrek’e göre Avrupa Halk Partisi (EPP) yaklaşımı şöyle: “EPP, Türkiye’ye ve Türkiye- AB ilişkilerine hiçbir zaman pozitif bir gözle bakmadı. Türkiye, demokratikleşme yolunda ilerlerken bile, İtalya gibi birkaç üye parti dışında, grubun sürece bakışı hep negatif oldu. EPP, seçim sonuçlarının Türkiye’yi AB’den tamamen uzaklaştırdığına inanıyor. Grubun önümüzdeki süreç için stratejisi, Türkiye’nin geldiği noktayı değerlendirerek Türkiye’nin üyelik sürecini bir daha başlamamak üzere sonlandırmak.”
‘Sol demokrasiyi destekliyor’
Dr. Demir Murat Seyrek’e göre sosyal demokrat ve sosyalist partilerin oluşturduğu, Sosyalistler ve Demokratlar Grubu (S&D) Türkiye ile de bağları en güçlü olan grup. Seyrek, S&D’nin Türkiye’deki kardeş partilerin CHP ve HDP olduğunu belirterek bu grup, özellikle İnce’nin sosyal demokrat bir aday olarak %30’u geçmesini ve HDP’nin barajı aşmasını seçimlerdeki en olumlu gelişmeler olarak değerlendiriyor. Dr. Demir Murat Seyrek, bu grubun tutumuna ilişkin devamla şunları söylüyor: “Grup içerisinde İnce’nin CHP’nin genel başkanı olması ve bu şekilde de CHP’ye yeni bir dinamizm getirmesi beklentisi hakim. S&D, özellikle zor şartlar altında muhalefet partilerinin büyük başarı gösterdiğini ve AB’nin Türkiye’deki demokratları güçlü şekilde desteklemesi gerektiğini savunuyor. Bu anlamda, grubun önümüzdeki dönemde daha yapıcı bir rol oynamasını beklemek mümkün. Grup içerisinde özellikle İnce’ye karşı büyük bir ilgi ve merak oluşmuş durumda.”
‘Liberaller Akşener’i izliyor’
Dr. Demir Murat Seyrek’e göre Avrupa Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) Merkez sağ ve merkez soldaki liberal partilerin oluşturduğu grup, geleneksel olarak Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesinden yana olsa da özellikle son 5 yıldır Türkiye ile ilgili en sert açıklamaları yapan grup olarak ön plana çıkıyor. Seyrek, “Bu seçim ile ALDE, Türkiye ile ilgili çizgisini biraz daha yapıcı bir çizgiye taşımış görünüyor. Muhalefetin eşit olmayan şartlarda ulaştığı nokta, grup tarafından ‘daha farklı ve demokratik bir Türkiye mümkün’ şeklinde yorumlanıyor. Bunun yanında, şu andaki Türkiye AB üyesi olamayacağı gerekçesiyle yeni bir ortaklık modeli üzerinde çalışılması, partinin temel politikası olacak. Yeni oluşan parlamentoda 43 milletvekili ile temsil edilecek İYİ Parti ve Meral Akşener de grubun radarına girmiş durumda. ALDE içerisinde İYİ Parti’yi potansiyel üye olarak gören ve en azından Akşener’i daha yakından tanımak isteyen çok sayıda üye bulunuyor” diyor. Dr. Demir Murat Seyrek, AB’nin şimdilik Türkiye’ye kapıyı kapatmadan ilişkileri devam ettirmeye çalışacağını belirterek analizini şöyle sonlandırıyor: “Elbette bu stratejinin, AB-Türkiye arasında yaşanması mümkün büyük gerginlikleri ve krizleri ne kadar engelleyebileceği, biraz da Türkiye’deki gelişmelere bağlı olacak.”
HABER MERKEZİ