PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diğer 3 isimden 32 aydır hiçbir haber yok. Uluslararası kurumların sessizliği sürerken, 100’den fazla ülkede tecride karşı ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ denilerek uluslararası kurumlara çağrı yapıldı
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’dan haber alınamama hali 32’nci ayına girdi.
Abdullah Öcalan’dan en son 25 Mart 2021 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı ve yarıda kesilen telefon görüşmesi ile haber alınabilmişti.
İmralı’da uluslararası hukuk literatüründe “incommunicado” olarak geçen mutlak tecrit devam ederken, avukat ve ailelerin girişimleri de sürüyor. Asrın Hukuk Bürosu avukatları ile aileler, her hafta görüşme talebiyle hem Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı hem de İmralı Cezaevi Müdürlüğü’ne yeni başvurularda bulunuyor. Abdullah Öcalan ile son temasın sağlandığı 25 Mart 2021 tarihinden bu yana Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve İmralı Cezaevi’ne yapılan 321 avukat ve 141 aile başvurusu yapıldı. Ancak yapılan tüm bu başvurular ya yanıtsız bırakıldı ya da gerekçesiz “disiplin cezaları” ile engellendi.
Asrın Hukuk Bürosu avukatları, görüşme talebiyle en son 10 Ekim’de Bursa İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulundu. Başvuruda, aile görüşmelerinin sağlanması, varsa yeni bir “disiplin cezası” soruşturmasının dosya örneğinin verilmesi ve yeni bir “cezanın” varlığı halinde de iptali talebinde bulunuldu.
Avukatların başvurusuna 13 Ekim’de yanıt veren İnfaz Hâkimliği, Abdullah Öcalan hakkında verilmiş yeni bir “disiplin cezası” olduğunu belirtti. Ancak bu disiplin cezasının ne zaman verildiği, neden verildiği, hangi numara ile verildiğine dair hiçbir bilgi paylaşılmadı.
Hakimlik, disiplin cezasına konu olan ve avukatların istediği dosya örneği talebini ise “basına yansıyor” gerekçesiyle reddetti.
100’ün üzerinde ülkede eylem ve etkinlik
Asrın Hukuk Bürosu, Abdullah Öcalan ile İmralı’da bulunan diğer tutuklular için Avrupa İşkencenin Önlemesi Komitesi’ne (CPT) 30 Nisan 2023 ile 31 Temmuz 2023 tarihlerini kapsayan gelişmelere dair başvuru yaptı. İmralı’ya dair 7 farklı talebin sıralandığı başvuruda, avukat ve aile ziyaret hakkının hukuk dışı yollarla engellenerek “incommunicado”, yani haber alamama halinin kesintisiz bir şekilde sürdüğünü belirtti. Tüm bu nedenlerden dolayı CPT’ye “Yarın çok geç olabilir” uyarısında bulunan avukatlar, CPT’den ziyaret takvimi dışına çıkarak “acil” olarak İmralı’yı ziyaret etmesini istedi.
İmralı’daki hukuksuzluk devam ederken Abdullah Öcalan için 10 Ekim tarihinde uluslararası başlatılan kampanya da büyüyor. Kürt halkının dostları tarafından “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla başlatılan kampanya Fransa’nın Strasbourg kentinde yapılan açıklama ile duyuruldu. Eş zamanlı olarak dünya genelinde 74 farklı merkezden kampanyaya destek açıklamaları geldi. Aradan geçen kısa zaman içerisinde 100’ün üzerinde ülkede yapılan çeşitli eylem ve etkinliklerle Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm istendi.
Êzidî ve Araplardan da çağrı
Öte yandan, kampanyaya bir destek de DAİŞ’in yaşattığı 74’üncü Ferman’ın ardından yeniden inşa ettikleri Şengal’de Türkiye’nin saldırılarına rağmen birlikte yaşamı sürdüren Êzidîler ve Araplar’dan geldi.
Şengal Demokratik Özerk Meclisi Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Xwedêda Eliyas, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün, aynı zamanda Şengal’in özerkliğinin tanınması olduğunu söyledi. “Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, Şengal’in özgürlüğüdür” diyen Eliyas, “Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, Êzidî toplumunun ve Şengal halkının özgürlüğüdür. 2014 yılında bizleri fermandan kurtaran Sayın Öcalan’ın öğrencileriydi. Bizler o günleri unutmayacağız” dedi.
Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılan kampanyanın önemine vurgu yapan Eliyas, “Ulusal güçlerin tecride karşı sessizliğini kınıyoruz. Sayın Öcalan mazlum halkların iradesidir. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, tamamıyla hukuksuz bir uygulamadır. Öcalan’ın fikirlerini kendilerine tehlike olarak görüyorlar. Barış isteyen bir topluluk olarak Sayın Öcalan’ın özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür diyoruz. Barış isteyen herkes tecride karşı ses yükseltmelidir. Çünkü çözümün anahtarı Sayın Öcalan’dır” diye belirtti.
Êzidî Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ) üyesi Şemê Remo, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Şengal’in özerkliğinin bir birinden ayrı ele alınamayacağını söyledi. Remo, “Sayın Öcalan’ın özgür olması demek, Şengal’in, Êzidîlerin ve Arapların özgürlüğü demektir. Bugün Kürtlere karşı olan ve çözümsüzlükte ısrar eden herkes, İmralı’da yürütülen tecridin bir parçasıdır. Bu nedenle Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü gerekli görüyoruz. Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşuncaya kadar bu kampanyayı sürdüreceğiz. Bu kampanyaya Şengalli tüm bileşenler destek verdi. Çünkü Şengal’in barışçıl halkları tecride karşıdır. Şengal’in özerkliğini, Êzidî toplumunun özgürlüğünü Sayın Öcalan’ın özgürlüğünde görüyoruz. Bu halk Sayın Öcalan’ın fikir ve felsefeyle örgütlendi. Onun için tecride dur demek bizim boynumuzun borcudur. Bizler hep birlikte tecridi kırabiliriz ve kampanyayı amacına ulaştırabiliriz” diye konuştu.
Haber: Ergin Çağlar / Zeynep Durgut – MA