Elektriğin özelleşmesiyle sorunların arttığını söyleyen Diyarbakır Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Çetinkaya, faturaların yüzde 62’sinin dolaylı vergi olduğunu belirtti
Mardin, Diyarbakır ve Urfa olmak üzere bölge kentlerinde elektrik ve su sorunu yurttaşı bezdirdi. Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (DEDAŞ) Urfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak’ta çok sayıda ev, işyeri ve çiftçilerin elektriğini kesmesinin yanı sıra yüksek faturalar tepki topladı. Diyarbakır Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Alican Çetinkaya, 100 TL’lik bir faturanın 62 TL’sinin vergi olduğunu söyledi.
Elektik olmayınca susuz kalıyorlar
Bölge halkından kesintilerden dolayı yoğun bir şekilde şikayetin kendilerine geldiğini kaydeden Çetinkaya, bu şikayetlerin başında tarımsal faaliyetlerde sulama işlemi yapan çiftçilerin yaşadığı sorunların olduğunu kaydetti. Tarımla uğraşan çiftçilerin elektrik motorları ile toprak altından su çekerek sulama yaptığını hatırlatan Çetinkaya, “Elektrik kesintilerinin yaşandığı mahalle ve köylerde, 3 fazlı olarak çalışan elektrik şebekesinin 1 fazının DEDAŞ tarafından etkisizleştirilmesi sonucunda, 3 faz ile çalışmak zorunda olan motorların, çalışamaması nedeniyle sulama yapılamamış ve tarımsal faaliyetler durma noktasına gelmiştir” dedi.
Sorun özelleştirmeyle başladı
Uzmanların ve halkın tüm itirazlarına rağmen elektrik dağıtımının tamamının özelleştirildiğini anımsatan Çetinkaya, elektriğe erişimin kâr amacı güden şirketlerin insafına bırakıldığını vurguladı. Elektriğin özelleştirilmesi ve piyasalaştırılması sonucunda yurttaşlara ağır miktarlarda elektrik faturalarının çıkarıldığını dile getiren Çetinkaya “Elektrik Üretim A.Ş.’nin (EÜAŞ) toptan satış tarifesi Ekim-Aralık 2019 döneminde 34,86 kr/kWh iken, Ocak 2020’de 27,56 kr/kWh’e, Nisan 2020’de 22,83 kr/kWh’e indirilmiş, 1 Temmuz 2020’den itibaren de 13,20 kr/kWh olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak 2020’nin başından bu yana, EÜAŞ tarafından dağıtım şirketlerine satış tarifesinde yapılan indirim oranı, yüzde 62’ye ulaşmıştır. Bu indirimlerle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kararlarıyla vatandaşa yansıtılmayarak, dağıtım şirketlerine kar transferi sağlanmaktadır” diye konuştu.
Tarıma zararı büyük
Elektrikle yerin derinliklerinden çıkarılan suyun ağır metaller içerdiğine dikkati çeken Çetinkaya, “Tarımsal sulama amacıyla kullanımı, tarımsal alanlara ve ekolojiye büyük zararlar vermektedir. Ayrıca sulama kanalları ile yapılan tarımsal sulama sistemlerinde, üretim maliyetleri, özellikle mısır ve pamuk için cazibe sulama gruplarıyla kıyaslandığında; cazibe sulama gruplarında dekar başına 2020 yılı ücreti 22 ile 39 TL iken, elektrik enerjisi kullanılarak yapılan tarımsal sulama sistemlerinde dekar başına 400 TL’ye yaklaşmaktadır” diye kaydetti.
Pay üstüne pay alınıyor
Elektrik sayaçlarının direklere çıkarılmasının kontrolsüz bir fatura çıkarılmasına neden olduğu uyarısında bulunan Çetinkaya, yurttaşların tükettiği elektriğe ulaşamadıklarını ancak gelen faturada bunu görebildiğini belirtti. Gelen faturalarda aralarında TRT ve dağıtım payı olmak üzeri birçok dolaylı verginin alındığını sözlerine ekleyen Çetinkaya, vergilerin yüzde 62 düzeyine çıktığını ifade etti. Elektrikten alınan yüksek verginin DEDAŞ’a vaat edilen kârın çıkarılma uğraşı olduğunu belirten Çetinkaya, şunları söyledi: “Burada hem şirket hem de devlet para kazanıyor. Kaybeden ise yurttaşlar oluyor. Sürekli bir baraj yapma, elektrik üretme durumu var ortada, ancak bu elektrik bölgeden başka yerler ithal ediyor. Bölgenin ihtiyacın kat be kat aşan bir elektrik üretimi var. Lakin bölge kaçak elektrik bahanesiyle cezalandırılmak isteniyor.”
DİYARBAKIR