Avukatların Öcalan’la görüşmek için 2011 yılından bu yana yaptığı 962 başvurudan yalnızca 5’i kabul edildi. Avukat Rezan Sarıca, İmralı’da hukuk sisteminin devre dışı bırakıldığını söyledi
Türkiye’ye teslim edildiği 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı Adası’ndaki Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’ne tecrit edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ıın avukatlarının 10 yılda yaptığı 962 görüşme başvurusundan yalnızca 5’i kabul edildi.
20 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan Öcalan, yasal olarak her hafta ailesi ve avukatları görüşme hakkına sahip olmasına rağmen görüşme aralıkları bazen yılları buldu.
1999 yılında Öcalan’la 60 kez görüşebilen avukatları 2000’de 37, 2001’de 40, 2002’de 35, 2003’te 21, 2004’te 25, 2005’te 14, 2006’da da sadece 22 kez görüşebildi. Bu yıllarda yapılan sayısız görüşme başvurusu ise çeşitli gerekçelerle reddedildi.
2007 yılında avukatlarının zehirlenmeye çalışıldığını açıkladığı Öcalan’a aynı yıl içinde farklı gerekçelerle 3 kez hücre cezası verildi. Bu yıl içerisinde avukatlar 22 hafta boyunca adaya götürülmedi. Gerekçe olarak ise, “hava muhalefeti”, “koster arızası” gösterildi.
Koster hep bozuk
2008 yılından 27 Temmuz 2011 tarihine kadar görüşme başvurularının çoğu reddedilen avukatlar, o tarihten sonra 8 yıl süren kesintisiz bir görüşme yasağı ile karşı karşıya kaldı. 2017 yılına kadar yapılan 618 başvurunun tamamına verilen olumsuz yanıtlarda “olağanüstü hal”, “hava muhalefeti” ve “koster bozuk” gibi gerekçeler sunuldu.
Avukatlarının 2017 ve 2018 yıllarında yaptığı 202 başvuru da Öcalan’a verilen disiplin cezaları gerekçe gösterilerek kabul edilmedi. Bu disiplin cezaları ise 2007 ile 2010 yılları arasında yapılan avukat görüşmelerine dayandırıldı.
8 yıl sonra ilk görüşme
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, 7 Kasım 2018’de Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde açlık grevi eylemini başlattı. Güven’in eylemi kısa süre sonra tüm cezaevlerine ve ülke dışına yayıldı. Cezaevlerinde bulunan binlerce tutuklunun katıldığı açlık grevi 200 gün devam etti. Açlık grevlerinin devam ettiği 2 Mayıs 2019’da Öcalan, 8 yıl aradan sonra ilk kez avukatları ile görüştürüldü. 22 Mayıs’ta yapılan ikinci görüşmede Öcalan’ın çağrısı üzerine açlık grevleri 26 Mayıs’ta sonlandırıldı.
Kapılar avukatlara yeniden kapandı
Avukatlar açlık grevinin sonlandırılmasının akabinde Öcalan’la 12, 18 Haziran ve 7 Ağustos olmak üzere üç görüşme daha gerçekleştirebildi. İmralı kapıları daha sonra yeniden avukatlara kapatıldı.
Öcalan’ın müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, görüşme başvurularına uzun süredir olumlu-olumsuz herhangi bir yanıt verilmese de bu durumun bir belirsizlikten öte doğrudan ret anlamı taşıdığını ifade etti.
‘Meşru bir hukuk düzeni yoktur’
Sarıca görüş yasağına ilişkin şu sözleri ifade etti: “Görüşme istatistikleri avukat başvuru ve ziyaretlerine ilişkin, dolayısıyla İmralı’da avukatlık mesleğinin anayasa ve uluslararası sözleşmelerin koruması altında olmasına rağmen nasıl devre dışı bırakıldığını yoruma imkan vermeden ortaya koymaktadır. Fiziksel olarak ada hapishanesinde bulunmak, Sayın Öcalan ve diğer müvekkillerimizle hakları konusunda ve mevcut hukuk düzeni üzerine görüşmek ve vekalet ilişkisi kurmanın engellenmesi iken, anayasa başvuru mekanizmalarında merkezi bir irade ile görmezden gelinerek tüm idari ve yargısal başvuruların ne olduğunu bakılmaksızın reddedilmesidir. Birincisini idari, ikincisini yargısal makamlar uygulamaktadır. Her iki engellemenin bir alt etkisi de hukuken meşruluğun temel kaynağı olan bir Anayasal düzenin İmralı Adası’na ulaşılmasının engellenmesidir. Yani müvekkiller açısından erişilebilir, ulaşılabilir, elverişli, geçerli, meşru bir hukuk düzeni yoktur. Zora dayalı toplum karşıtı keyfi bir düzen yerine toplum hukukundan bahsetmenin yolu, İmralı tecrit sistemine göre hareket etmek değil, topluma temel hak ve özgürlüklere dayalı demokratik bir anlayışa kavuşmaktır.”
Kaynak: MA / Sadiye Eser