Ensar Davası ile bağlantılı soruşturmada adı geçen Asım Sultanoğlu’nun Riha’ya atanmasına karşı nöbet başlatan Emine Gizem Çetiner, ‘Gücümü Emine Şenyaşar’dan alıyorum’ dedi
Karaman’da 2016 yılında savcılığa, “İlimizde KAİMDER ve Ensar Vakfı’na bağlı ev ya da yurt bulunmamaktadır” verdiği yanıtıyla yalan beyanda bulunduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan ve soruşturması henüz sonuçlanmamış olan, aynı zamanda 2014 yılında Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunlar Derneği’nde kalan öğrencileri istismar eden ve hakkında açılan soruşturma sonucunda 508 yıl 3 ay hapis cezası verilen fail Muharrem Büyüktürk adlı şahıs ile 2014 yılında Ensar Vakfı’nda çekmiş olduğu fotoğrafı açığa çıkan Asım Sultanoğlu, tarihinde Urfa İl Milli Eğitim Müdürü olarak atandı.
Söz konusu atamaya tepki olarak Psikolojik Danışman ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eski Kadın Kolları Başkanı Emine Gizem Çetiner Urfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde protesto amaçlı oturma eylemi başlattı. 10 Ağustos tarihinde başlatmış olduğu eyleminde kararlı olduğunu ifade eden Çetiner, “Çocukları değil tarikatları koruyorlar” dedi.
‘Tarikatlar ve iktidar arasında arz-talep ilişkisi var’
İktidar ve cemaat-tarikatların dini kullanarak halkın duygularını sömürerek varlığını devam ettirdiğini kaydeden Çetiner, “Elbette ki siyasi iktidarlar siyasal İslam’ı kullanıp tarikatlar ve cemaatler üzerinden bir nüfuz oluşturarak bir seçmen kitlesi yaratmış durumdalar ve elbette ki bunu kaybetmemek adına tarikatlarla ve dini vakıflarla, dini istismar eden vakıflarla iç içe olmak zorundalar arz-talep ilişkisi yani” ifadelerine yer verdi.
‘Cezalandırılması gerekirken ödüllendirildi’
Asım Sultanoğlu’nun Riha’ya (Urfa) atanması ile ilgili tepkisini dile getiren Çetiner, “Ensar Vakfı ile ilgili davada dönemin İl Milli Eğitim Müdürü olan Asım Sultanoğlu, çocukları koruyamadı ve tacizcilerle, çocuk tecavüzcüleriyle fotoğrafları olduğu ayan beyan. 45 çocuğu koruyamayan bir kişinin Şanlıurfa’nın binlerce masum yavrusunu koruyacağına dair inancım hiç yok. Daha kendini eğitememiş, daha 45 çocuğun hakkını savunamamış bir adam cezalandırılmak yerine ödüllendiriliyorsa burada bizim toplum olarak kendimizi bir şekilde eleştirmemiz ve sorgulamamız gerekiyor diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
‘Tek kişi kalsam da mücadele ettim’
Çetiner, oturma eyleminde kararlı olduğunu vurgularken, herkesin mücadeleye kendisinden başlaması gerektiğini söyledi. Çetiner, “Hep birilerinden bir şey bekliyoruz, hep bir kurtarıcı bekliyoruz ama hepimiz kendimizi kurtarıcı gibi görürsek, kendimizi kurtarmayı denersek aslında herkes kurtarıcı olmuş olur. Tek bir kişiye bağlanıp onun arkasından yürümek yerine yan yana yürüyüp, kararlı ve sürekli bir eylem ile bu sonucu değiştirebiliriz. Burada istismar ile anılan bir müdür var ve ben bir anne baba olmamama karşın başka çocukların geleceğinden, başka çocukların güveninden endişe ve tedirginlik duyuyorum. Bu sebeple bu eylemi başlattım. Her ne olursa olsun ben yarın öbür gün, ‘Ben elimden geleni yaptım, vicdanım rahat. Tek kişi olsam da burada tek kişi kalsam da mücadele ettim’ diyebilmek, vicdan rahatlığını yaşayabilmek için bu eylemi başlattım” dedi.
‘Emine Şenyaşar’ın iradesinden ilham alıyorum’
Başlattığı oturma eyleminde Pirsûs’ta (Suruç) 2 oğlu ve eşini silahlı saldırı sonucu kaybeden ve hukuksuz bir biçimde cezaevine alınan oğlu için adalet nöbeti başlatan Emine Şenyaşar’ın iradesinden ilham aldığını belirten Çetiner, “Emine Şenyaşar da aslında sistemin kurbanı olan 2 tane çocuğunu ve eşini, hayat arkadaşını kaybeden bir kadın. Yaklaşık 3 yıldır nöbet tutuyordu ve o nöbetler esnasında da ben onun yanındaydım. Sürecinin tamamen yanındayım ve aslında eylemi de, adalet nöbetini de Emine anneden güç alarak, ilham alarak yapıyorum. Çünkü onun adliye de adalet nöbeti başlatıp Ankara’da sürdürmesi bize ilham oldu. Biz de onun adalet nöbetini Milli Eğitim Müdürlüğü önünde sürdürmeye çalışıyoruz. Gücümüz ve ilhamımız aslında ondan” dedi.
Dayanışma çağrısı
Dayanışmanın büyümesi gerektiğini ve herkesten yanında olmalarını beklediği yönünde çağrıda bulunan Çetiner, şöyle seslendi: “Urfa’da birçok STK var, sistemin arka bahçesi olan STK’lar da var ama muhalif olan, gerçekten haklıdan yana olan STK’lar da var. Şu özeleştiriyi, şu genel eleştiriyi de yapmam gerekiyor. Ben tam anlamıyla kendimi etrafımda insanlarla kuşanmış hissetmiyorum. Ne yazık ki yalnız bırakılıyorum. Ne yazık ki sürekli gelen bir eşitlikçi arkadaşım, abim dışında sürekli gelen, sürekli destekte bulunan bir STK yok diyorum. Bunu söylerken çok üzülüyorum. Bana her gün eşlik eden ne yazık ki karşımızda bulunan polisler. Ben isterim ki polisler karşımızdayken yanımda da gerçekten Twitter’da yazmakla olmadığını bilen, işin eylemle, gerçekten hakkaniyetle, emekle olduğunu savunan ve bunu içinde hisseden insanların yanımda olması.”
Kaynak: JinNews