1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle açıklama yayınlayan kurumlar, aydınlar ve siyasi partiler, çatışma ve savaşların emekçilerin ve halkların aleyhine olduğunu belirterek, Kürt sorununun çözümüne vurgu yaptı
1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu adına Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yönetim Kurulu, İstanbul Barış Anneleri İnsiyatifi, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi ve siyasetçi-yazar Tarık Ekinci birer yazılı açıklama yaptı.
Dünya ve bölge barışına atıfta bulunulan açıklamalarda, Kürt sorununun demokratik çözümü olmadıkça Türkiye’de barışın sağlanamayacağına dikkat çekildi.
‘Herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz’
İstanbul Barış Anneleri İnsiyatifi, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Anneler adına burada konuşan Behiye Duman, 20 yıldır savaşa karşı barış taleplerini yinelemekten hiç vazgeçmediklerini söyleyerek sözlerine başladı.
Cumhuriyet kurulduğundan beri Kürtlerin inkarından kaynaklı bu coğrafyada çok ağır felaketlerin yaşandığını dile getiren Duman, 40 yıldır savaş ve çatışma halinin devam ettiğini belirtti. Duman sözlerini şöyle sürdürdü: Bizler evlatlarımız ve halklarımız adına barış mücadelesi yürüten anneler olarak savaş dışında bir seçeneğin, demokratik barış seçeneğinin mümkün olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Sadece hükümete ve devlete değil, kendisini ülkenin yönetimi konusunda aday gören diğer tüm siyasi parti ve şahsiyetlere ve tüm kamuoyuna sesleniyoruz. Savaşa yol açan ve yüzyılı aşkın süredir devam eden Kürt sorununda herkesi sorumluluk almaya ve açıkça irade koymaya davet ediyoruz.
Barış Anneleri, açıklamadan ardından kavgalı iki taraf arasındaki düşmanlığın sona erip, barışın sağlanması adına yapılan eski bir gelenek olarak beyaz tülbentlerini yere fırlattı.
‘Öcalan çatışmasızlığı sağlar’
Çatışmasızlık ortamını PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sağlayabileceğini belirten Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), tecridin sonlandırılması ve görüşmelerin yeniden başlatılması çağrısı yaptı.
DBP 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Ortadoğu’da yaşanan çatışmalara dikkat çekildi. Açıklamada, Türkiye’de 2013 yılında Kürt sorununun çözümü için PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlatılan ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan tarafından sonlandırılan diyalog süreci hatırlatılarak, “Sayın Abdullah Öcalan’ın bu savaş konseptini önleme ve barışı hakim kılma arayışlarına yanıt olarak, daha fazla şiddet ve çatışma ile karşılık verilmiştir. Bugün yine çatışmaların yükseldiği bir dönemde çatışmasızlık ortamını sağlayacak olan yine Sayın Abdullah Öcalan’dır. Öcalan üzerinde uygulanan sistematik tecridin kaldırılması ile bu çatışmasızlık sağlanacaktır. Bu kanlı sürecin bir an önce son bulması için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve yeniden barış süreci ile görüşmelerin başlatılması gerekmektedir” denildi.
DİSK’in mesajı
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yazılı açıklama yayınladı. Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu adına yayınlanan açıklamada, savaşlarda kazanan tarafın “bir avuç iktidar” olduğu belirtilerek, emekçilerin ise kaybettiği ifade edildi.
‘Para ve iktidar sahibi kazandı’
Savaşlarda en fazla işçilerin ve yoksul halkların zarar gördüğüne işaret edilen açıklamada, “Kaynakların savaşa ayrılmasıyla, ekmeğimizin küçülürken zenginlerin kasaları doldu. Savaşlarda, emeğin hakları, demokrasi ve özgürlükler tahrip edildi, insan hakları, hukuk ve adalet hiçe sayıldı. Çevre ve doğa yok edildi. Savaşlarla evi barkı yıkılan mülteciler, sermaye için ucuz emek, iktidarlar için ırkçılığı kışkırtma aracı olarak kullanıldı. Kısacası savaşlarda işçiler, emekçiler, yoksullar kaybetti bir avuç para ve iktidar sahibi kazandı” ifadelerine yer verildi.
‘Kürt sorununda demokratik çözüm’
İşçi sınıfının özlemlerinin savaşların son bulması olduğu belirtilen açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: “Kürt sorununda demokratik çözümler üretildiği, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, milliyeti, görüşü ne olursa olsun, üzerinde eşit haklara sahip yurttaşlar olarak barış içinde yaşayacağımız demokratik bir Türkiye’dir. Barış içerisinde, bir arada, insanca ve kardeşçe yaşayacağımız bir ülkeye ve dünyaya en fazla işçi sınıfının ihtiyacı vardır. Barışı kazanmak için mücadeleye ve özellikle de antiemperyalist bir temelde işçi sınıfının uluslararası dayanışmasını yükseltmeye her zamankinden daha büyük ihtiyaç duyulmaktadır.”
AKP-MHP savaş bloğu
HDK Yürütme Kurulu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yazılı bir mesaj yayımladı. Dünya genelinde yürütülen savaşlara dikkat çekilen açıklamada, Türkiye ve Kürdistan halkları ile AKP-MHP bloğu şahsında cisimleşen iktidar gerçekliği arasındaki yapısal çelişki ile genel gidişattın ayrı ele alınmayacağına işaret edildi. Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: Şiddet ve topluma karşı savaş gerçeği bu iktidarın yegane varlık koşuludur. Bu gerçeğin bu kadar açık bir şekilde teşhir edilmiş olması, açıktır ki güçten ziyade güçsüzlüğün, otorite kuramama halinin göstergesi olmaktadır. Nitekim 5 yıllık kapsamlı savaş konseptine karşı direnenler direnişlerinden hiç bir koşul altında taviz vermezken, AKP-MHP ittifakına dönük toplumsal desteğin günden güne erimesi de bir pasif tepki olarak anlam bulmaktadır” denildi.
Halklar tecride alındı
Kürt sorunu ve bağlantılı birçok sorunun çözümü önündeki en büyük engel olarak Türkiye ve Kürdistan toplumunun önünde duran ‘İmralı Tecridi’nin de bu anlayıştan bağımsız olmadığına vurgu yapılan açıklamada, “AKP-MHP iktidar bloğunun Kürt sorununun çözüme kavuşması , barışın, huzurun, adaletin tesis edilmesi gibi bir gündemleri yoktur, olamaz. İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan şahsında bir bütün Türkiye ve Kürdistan halklarının tecride alındığı, özgürlük alanının olabildiğine daraltıldığı açıktır” diye belirtildi.
‘Asalet yüklü barış’
Gelinen aşamada, bu sistemin kabul edilemez ve yaşanılamaz olduğunun altı çizilen mesajda, “Mücadele bilincini yükselten kadının, gençliğin, emekçinin yarattığı barışla geleceğin kurulacağını vurguluyor; devrimci, demokrat, yurtsever tüm özgürlük ve onurlu barış savunucularının mücadelesini sahiplenip, büyütmeyi asalet yüklü bir barışın gereği olarak görüyoruz” denildi.
‘Dünya hepimizin yuvası’
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi, Aleviler için “matem ayı” olarak bilinen Muharrem ayında yapılan Aşure Günü ile 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: Aşure kavimlerin (Aşiretlerin) zordan kurtuluş, barış yemininin, rızkını, rıza ile pay etmenin kadim Ana Kadın gıdasıdır. Dünya hepimizin yuvası, kulli mekanda hiçbir varlık, hal birbirinden azade değil. Günümüzde Yezid aklı kendini zulmederek devam ettirmekte. Mazlumlar ise Şah Hüseyin gibi meydan kurmakta, hakikatin koruyucusu olmak için direnmektedirler. İnsanlığın büyük bedeller verdiği 2. Dünya Savaşı’nın başlangıç tarihi olan 1 Eylül Dünya Barış Günü olarak ilan edilmiştir. Reya Heq Aleviler olarak bizler için zulmün olduğu her mekan ve an Kerbela’dır. Zulme karşı direniş Şah Hüseyin’in boyun eğmeyen zamana ikrarla direncidir.
Ekinci: Yeter artık dur!
Deneyimli Kürt siyasetçi-yazar Tarık Ziya Ekinci, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Türkiye’nin HDP’nin dün açıkladığı Barış Deklarasyonu ile selamete çıkabileceğini söyleyen Ekinci’nin mesajı şöyle: Bölgemizi ve ülkemizi felakete sürükleyen savaş yanlılarına karşı barış sever halkımızı dünya barış gününde seslerini yükseltmeye davet ediyorum. Her hal ve koşulda ezilen ve sömürülen halklara açlık, yokluk, yoksulluk ve ölüm getirecek olan savaşları ‘milli menfaat’ görünümü altında bizlere dayatan siyaset esnafına ‘yeter artık dur!’ diyelim. Herkese barış elini uzatan ve Türkiye’yi selamete çıkaracak olan HDP’nin 1 Eylül Barış ve Demokrasi çağrısına katılarak toplumsal huzura ve barışa destek olalım.
HABER MERKEZİ