1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle İstanbul’da miting, İzmir’de yürüyüş düzenlendi. Birçok kentte de Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri basın açıklaması yaptı
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde yapılacak mitinge Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları; İzmir’de, DEM Parti İl Örgütü’nden Cumhuriyet Meydanı’na yapılacak yürüyüşe ise DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu katılacak.
Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın katılımıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi düzenledi. Mitingde Kürtçe ve Türkçe “1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun”, “Muhatap İmralı, çözüm demokratik Türkiye özerk Kurdistan” pankartları açıldı. “Tecrit suçtur”, “Emperyalizmin savaşı da barışı da zulümdür” dövizlerinin taşındığı mitingde, “Kadınlar savaş istemiyor”, “Biji berxwedana zindana”, “Bê serok jiyan nabe”, “Bijî serok Apo”, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” sloganları atıldı.
Mitingde açıklamayı yapan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dönem Sözcüsü Ertuğrul Eroğlu, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgali ile 2’nci Dünya Savaşı’nın başladığını hatırlattı. Eroğlu, milyonlarca insanın savaşta yaşamını yitirdiğini belirtti. Savaşlarda insanlığın bütün kazanımlarının yok edildiğini vurgulayan Eroğlu, “Savaşta dahi hedef olmaması gereken sağlıkçıların, gazetecilerin öldürülmesi ve uluslararası kamuoyunun buna sessiz kalışı, en temel ihtiyaçların dahi karşılanmadığı şartlarda yoksullaştırılan halkların açlık, susuzluk ve beraberinde gelen bulaşıcı hastalıklarla baş etmek zorunda kalması en çok çocukları ve kadınları etkilemektedir. Gazze’nin boşaltılması sırasında yaşananlar, insanlığın utanç görüntülerine bir yenisini eklemiştir. Savaşın çıkmasında hiçbir rolü olmayan coğrafyanın emekçi yoksul halkları, sürgün yollarında tarifsiz acılar yaşamakta, sığındıkları ülkelerde insanlık dışı şartlar nedeniyle yaşayan ölüler haline gelmektedir” ifadelerini kullandı.
‘AKP-MHP faşizmi kurumsallaştırdı’
AKP-MHP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde yenilgiye uğradığını ifade eden Eroğlu, yenilginin faturasının faşizmin kurumsallaştırılarak sürdürülmesiyle çıkarıldığını söyledi. Eroğlu, “AKP-MHP iktidar bloğu, meşruiyet krizini siyasal ve ekonomik baskıyla kapatmaya çalışırken, faşizmi kurumsallaştırma adımlarını devam ettiriyor. Hukuksuzluklarla, gerici kuşatmayla var olmaya çalışıyor. Diğer yandan grev yapan işçinin, birçok şehirde traktörüyle eylem yaparak sesini duyurmaya çalışan çiftçinin, hayvan katliamını önlemeye çalışan hayvanseverlerin, meslek onurlarına sahip çıkan eğitim emekçilerinin, tacize ve şiddete karşı eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınların, nefrete karşı yaşam mücadelesi veren LGBTİ+’ların, açlık sınırının çok altında bir maaşa mahkum edilen emeklilerin, astronomik rakamlardaki eğitim masraflarına karşı eylem yapan öğrencilerin, ağacına, suyuna, ormanına, toprağına sahip çıkan çevreci yaşam savunucularının taleplerini karşılamak yerine güvenlik güçlerini dikiyor” diye konuştu.
‘Çözümsüzlüğe son verin’
AKP-MHP’nin Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünde ısrar ettiğini belirten Eroğlu, iktidarın Kürt sorununda savaşı tercih ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu: “Kürt sorununda çözümsüzlük politikasında ısrar edilmesi, artık halaylara, düğünlere, müziğe müdahale etme, gözaltı ve tutuklama gerekçesi olma noktasına kadar gelmiştir. İktidar bloğu, en ufak demokratik talebi, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki eylem ve etkinlikleri gözaltı ve tutuklama gerekçesi haline getirirken, halkın seçme ve seçilme hakkını da gasp ederek üçüncü kez halkın iradesini yok sayıp yeniden kayyum politikasına sarılmaktadır. AKP iktidarı, tercihini barıştan yana koymadığını ekonomik krize rağmen, sadece 2023 yılında silahlanmaya 15 milyar dolar harcayarak ve sınır ötesi operasyonlarla Irak’ta onlarca üs kurarak göstermektedir. Ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş ve şiddet politikalarına bir an önce son verilmelidir.”
‘Barıştan vazgeçmeyeceğiz’
Barış mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini dile getiren Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle; emekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Bizler dünyada, Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde barışı savunmaya devam edeceğiz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, laikliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.”
Açıklamanın ardından alandan slogan ve zılgıtlarla ayrılan kitleye polis saldırdı, 8 kişi gözaltına alındı.
Ankara
Ankara Kadın Platformu ve Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağırısıyla Yüksel Caddesi’nden Sakarya Caddesi’ne yürüyüş düzenlendi ve ardından basın açıklaması yapıldı. DEM Parti milletvekillerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişinin yaptığı açıklamaya DEM Parti milletvekilleri de katıldı.
Türkçe ve Kürtçe yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İnsanlık, Orta Doğu’da kan ve gözyaşından başka bir şey görmedi. Emperyalizm dünya genelinde ve özellikle Ortadoğu’da bitmeyen çatışmalarla, insanlığı yeni bir dünya savaşının, kitlesel ölümlerin ve açlık krizinin eşiğine getiriyor. AKP-MHP ittifakının ayakta durmasının koşulu; savaş, çatışma ve gerginlik yaratmaktır. Erdoğan-Bahçeli tahakkümünü derinleştirmek için toplumu kutuplaştırıyor. Ülkemizde demokrasinin, eşitlik ve özgürlüklerin önündeki en büyük engelin Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Bugün Ortadoğu’da, Irak’ta, Şengal’de, Suriye’de, Rojava’da bölge halklarının sürdürdüğü insanlık mücadelesi aynı zamanda bir demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesidir.”
Adana
Adana’da 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesi ile yapılmak istenen etkinliğe polis saldırdı. Saldırıya ilişkin sanal medya hesabından paylaşım yapan DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, şunları söyledi:
“AKP-MHP polisi Adana’da #1EylülDünyaBarışGünü etkinliğimizde şarkımızı, halayımızı hazmedemedi. Halka saldıran halk düşmanıdır. Halkın şarkılarına, halaylarına saldıranlar halk düşmanıdır. Saraya sırtını verip halkların ayrıştırılmasında rol alan hangi polis varsa; yakındır, saray iktidarı gitti gidiyor. Yarın hukuk önünde halkın kafasına indirdiğiniz jopların, kaskların hesabını vereceksiniz.”
İzmir
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi, yüzlerce yurttaşın katılımıyla Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşti. “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” yazılı ana pankartın yanı sıra DEM Parti’nin “Savaşa karşı barışı, tecride karşı özgürlüğü haykıralım”, On Ekim Derneği’nin “Barış mücadelemiz sürüyor, sürecek” yazılı pankartları da taşındı. “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Biji biratiya gelan”, “Savaşa değil, emekçiye bütçe”, “Biji berxwedana zindanan” ve “Jin jiyan azadî” sloganlarının atıldığı mitinge, DEM Partili milletvekilleri Halide Türkoğlu, Burcugül Çubuk ve İbrahim Akın da katıldı.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına konuşan İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, barışın sağlanamaması nedeniyle yaşam hakkı başta olmak üzere medeni ve siyasi haklar kadar, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ihlal edildiğini ve özgürlüklerin yok sayıldığını vurguladı. Filistin-İsrail ve Ukrayna-Rusya savaşlarına da değinen Yılmaz, Türkiye’de 40 yılı aşkın bir süredir devam eden çatışma ortamının, Türkiye’nin sınırlarını korumak gerekçesiyle “önleyici tedbir” diyerek Suriye’de ve Irak’ta asker bulundurmasının ve bir kısım yabancı ülke toprağını kontrol etmesinin devam ettiğini belirtti. Çatışma ortamı bahane edilerek özgürlüklerin kısıtlandığını söyleyen Yılmaz, “Militarizmin aşılandığı bu süreçte ırkçılık ve milliyetçilik yükseliyor, ayrımcılık ve ötekileştirme politikaları ile toplumsal ilişkilerde hiyerarşi ve itaat dayatması yaratılıyor, halkların kardeşçe ve barış içinde bir arada yaşama umudu engelleniyor” diye konuştu.
Denizli
Denizli Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Candoğan Parkı’nda basın açıklaması yapıldı. “Dağlar, insanlar hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır” yazılı pankartın taşındığı açıklamada, “Biji aşitî, yaşasın barış”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Jin jiyan azadî” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. Platform adına konuşan Eğitim Sen Denizli Şube Yönetimi Üyesi Esna Aydın, “Yıllardır içeride uyguladıkları savaş ve rant esaslı politikalar ile ülkeyi derin ekonomik ve toplumsal krizlere sürükleyen iktidar, ekonomik krizin bedelini yoksul emekçilere keserken, derin yoksulluğun altında ezilen halkları savaş kışkırtıcılığı, mülteci karşıtlığı, Kürt düşmanlığı üzerinden kışkırtarak, zaman zaman da tehdit ve zor ile taraftarlık ilişkisi içinde konumlandırma, toplumsal kutuplaştırma yaratma gibi özel savaş yöntemlerini devreye sokmaktadır” ifadelerini kullandı.
Muğla
Bodrum Emek ve Demokrasi Güçleri de Bodrum Belediye Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. “Toplumsal barış için eşit, özgür bir yaşam” pankartının açıldığı açıklamaya çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamada konuşan DEM Parti Bodrum İlçe Eşbaşkanı Hülya Bayar, “Türkiye, 15,8 milyar dolarlık harcamayla, bir önceki yıla göre savaş harcamasını artırdı. İşçilerin ve emekçilerin açlık sınırı seviyelerinde aldığı maaşlar ortadayken ‘zam yok’ diyorlar ama savaş bütçesiyle ve silah sanayisiyle övünüyorlar. Erdoğan iktidarı, Kürt sorununu imha ve asimilasyon politikaları ile çözme yolundan vazgeçmiyor, sınır ötesi operasyonlara devam ediyor. Buna bağlı olarak Kürt siyasetçilere yönelik tutuklama, yargılama, özel hukukla infaz yakma ve tecrit gibi uygulamalar devam ediyor. Kürt sorununun tam hak eşitliği temelinde çözümü, kolektif hakların güvenceye alınması konusunda hiçbir adım atmayan iktidar, bu talepleri bastırmak için süreklileşmiş bir şiddet politikası uyguluyor. İçeride barışçıl demokratik çözüm yerine dışarıda operasyonlar, sorunu ve tehdidi büyütüyor” ifadelerini kullandı.
Manisa
Manisa Emek ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde gerçekleşen açıklama için yurttaşlar Manolya Meydanı’nda bir araya geldi. “Emperyalizme, yoksulluğa ve savaş politikalarına karşı eşitlik, özgürlük, laiklik, emek ve barış mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz” pankartının taşındığı açıklamada, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Kadın yaşam özgürlük” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı.
Açıklamada konuşan Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Ramazan, savaşların yüz binlerce insanın ve milyonlarca canlının ölümüne, temiz suya, güvenli gıdaya ve sağlık hizmetlerine erişimin neredeyse tükenmesine neden olduğunu vurguladı. Savaştan etkilenenlerin yüzde 70’ten fazlasının çocuklar olduğunu belirten Ramazan, “İnsan kaçakçılığının çocukları ve kadınları hedef haline getirmesi, savaş alanlarında işkence, açlık ve susuzluktan insanların kırımı… Her biri savaşların birer halk sağlığı sorunu olduğunun kanıtı. Türkiye’de halklar her geçen gün daha fazla şiddetin parçası haline getiriliyor, siyasi çatışmalar toplumsal çatışmaları derinleştiriyor. İşte bu nedenle sürdürülebilir demokratik bir hayat için barışçıl bir ortam dışında seçeneğimiz yoktur. Ve bugün barışa yapılan her çağrı; aynı zamanda emperyalizme karşı eşit, özgür, adil ve sömürüsüz bir dünya çağrısıdır” dedi.
Eskişehir
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, Doktorlar Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Savaşa karşı barışı, tecride karşı özgürlüğü haykıralım”, “Savaşlara ve katliamlara karşı barışı savunacağız” yazılı pankartların açıldığı açıklamada sık sık, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Susma haykır barış hemen şimdi” sloganları atıldı.
Kitle adına açıklamayı yapan DEM Parti Eskişehir İl Örgütü Yöneticisi Ümit Nare Kuşbakan, Türkiye’de siyasetin tıkandığı ve diyalog kapılarının kapandığı bir atmosfer olduğunu belirtti. Filistin’de süren saldırıya değinen Kuşbakan, AKP iktidarının İsrail ile ticari ilişkilerinin devam ettiğini hatırlatarak, “Bugün bizlerin ve barış yanlısı herkesin birincil sorumluluğu Filistin direnişinin ve halkının yanında dururken AKP iktidarının karşısında, barışın yanında durmaktır” diye konuştu. Kürt sorununa da değinen Kuşbakan, kayyım atanmasına ve siyasi tutsakların cezaevinde tutulmasına tepki gösterdi. Kuşbakan, “Her zamankinden daha gür bir sesle; tüm kutuplaştırma çabalarına, yeni asimilasyon politikalarına, yerinden edilen ya da kaybolan/kaybedilen insanların olduğu bir gündeme, savaş naraları atan siyasetçilere ve asli görevini unutmuş ve halka baskı uygulayan güvenlik güçlerine rağmen meydanlardayız ve var gücümüzle haykırıyoruz” dedi.
HABER MERKEZİ