20 Kasım Dünya Çocuklar Günü yaklaşırken, cezaevinde aileleriyle birlikte yaşamak zorunda bırakılan çocuklara dikkat çeken CİSST, cezaevlerindeki çocuklara tutuklu muamelesi yapıldığını söyleyerek, oyuncaklarının bile yasaklandığını kaydetti
Birleşmiş Milletler Dünya Çocuk Günü 1954 yılında kabul edildi. Uluslararası birliktelik, dünyadaki çocuklar arasında farkındalık yaratmak ve çocukların refahını artırmak için her yıl 20 Kasım’da Dünya Çocuklar Günü kutlanmaktadır. 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesini Türkiye’de 14 Ekim 1990’da imzalayıp, 27 Ocak 1995 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe koydu. Sözleşmeyle her ne kadar çocuk haklarının korunması amaçlanmış ve taraf devletlerin bu hakların yaşama geçirilmesi için yükümlülüklere uymaları gerekse de Türkiye’de bunun gereğinin yapılmadığı çok açık bir şekilde görülmektedir. Bunun en bariz örneği ise cezaevinde anneleriyle birlikte kalmak zorunda bırakılan çocuklar. Kimi verilere göre 864 çocuk annesiyle birlikte cezaevinde kalmak zorunda.
Oyuncakları bile yasaklanıyor
Annesi Gülistan Diken Akbaba’yla birlikte Gebze Kadın Cezaevi’nde tutulan Miraz bebek de bunlardan biri. Hafta içi annesinin yanında kalan Miraz bebek hafta sonu ise babası Cengiz Zaza Akbaba yanında kalıyor. Eşi Gülistan Diken Akbaba’nın yaklaşık 3 yıldır cezaevinde olduğunu hatırlatan Cengiz Zaza Akbaba, çocukların cezaevlerinde yaşadıkları hak ihlallerine dikkati çekti. Çocuğun anneyle buluşması başta olmak üzere bir bebeğin en temel ihtiyaçlarına ulaşmasında dahi ciddi sorunlar yaşadıklarını belirten Akbaba, “Bir keresinde Miraz hastaneye giderken annesi yanında götürülmedi. Bu sorunu çözdük derken yeni sorunlarla karşılaştık. Miraz’ın mamaya ulaşımında çeşitli sıkıntılar yaşandı. Oyuncaklarını bile yasakladılar” dedi.
‘Cezaevinin anahtarını aradı’
Miraz’ın en son cezaevine alınmaması meselesine değinen Akbaba, Miraz’ın içeri alınmadıktan sonra ağladığını ve kendisine, “Baba, neden annemin yanına gidemiyoruz” sorusuna Miraz’ı oyalamak amacıyla, “anahtarı kaybettik” diye cevap verdiğini aktardı. Akbaba, verdiği cevap üzerine Miraz’ın gün boyu gittikleri her yerde “cezaevinin anahtarını” aradığını anlattı. Akbaba, Miraz’ın annesinin koğuş arkadaşı kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Muhabiri Meltem Oktay’ın 25 Ekim’de tahliye edilmesinin ardından annesine, “Anne biz ne zaman tahliye olacağız” gibi sorular sormaya başladığını dile getirdi. Akbaba, Miraz, bana da, “Annem tahliye olunca bizimle mi kalacak, bu evde mi yaşayacağız” gibi sorular sorduğunu söyledi.
‘Bakanlık çalışmalarını bizimle ortaklaştırsın’
Cezaevlerinde yaşamak zorunda bırakılan çocukların haklarının açık ve anlaşılır bir şekilde yazılması gerektiğini dile getiren Akbaba, “Çocukların hakları açık ve anlaşılır bir şekilde yazılmadığı için bazı idareler ve görevliler tarafından çocuklar tutuklu muamelesi yapılıyor” dedi. Adalet Bakanlığı’ndan yetkililerle zaman zaman görüşmeler gerçekleştirdiğini dile getiren Akbaba, son olarak “Bakanlık, eğer bir çalışma yapıyorlarsa bizimle de ortaklaştırsın. En kısa zamanda bu çocuklu ailelerin, mağduriyetinin giderilmesi lazım. En azından çocuklu anneler, denetimli serbestlik veya ev hapsi şeklinde uygulamalarla infazlarını tamamlayabilir” diyerek çağrıda bulundu.
Birçok ihlal yaşanıyor
Ceza İnfaz Sistemlerinde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Hapiste Çocuk Temsilcisi Cansu Şekerci de cezaevlerinde yaşanan mevcut nüfustan kaynaklı yaşanan sorunlardan çocukların da etkilendiğini dile getirdi. Şekerci, çocukların ayrı yataklarının olmaması, sağlık haklarına ulaşamamaları, oyuncak ve gıdaya ulaşamama gibi hak ihlallerinin yaşandığını belirtti. Bunların yanı sıra 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’nden sonra ilan edilen OHAL ile birlikte cezaevlerinde bulunan kreşlerin kullanımıyla ilgili ihlaller yaşandığını kaydeden Şekerci, “Özellikle OHAL’den sonra kreşler faydalanmanın annenin siyasi ya da adli olmasına göre değiştiğine dair bize bilgi aktarımı oldu. Bunun önüne geçecek denetimlerin olması çok önemli” dedi.
‘Hapis cezası insanlara zarar verir’
Yargı reformunun gündemde olduğu bugünlerde hapsetmenin alternatiflerinin öncelenmesi gerektiğine değinen Şekerci, “Hapis cezasının günümüzdeki şartlarıyla insanlara daha çok zarar vereceğini, insan hakkı ihlallerini arttıracağını düşünüyoruz. Denetimli serbestlik tekrar değerlendirilmelidir” dedi. Şekerci, “Bu değerlendirilirken çocukların annesi dolayısıyla değil, birey olmaları dolayısıyla bir şeylerin tartışılması gerektiğini düşünüyoruz” diye belirtti.
Cezaevinde ki çocuklar
31 Ekim 2018 tarihine ait kayıtlarda, cezaevlerinde 0-6 yaş arası 743, 0-3 yaş arası 343 çocuk bulunuyordu. 2019 verilerine göre ise bu sayı 2 bin 982’ye ulaştı.
HABER MERKEZİ / MA